Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
1. Hükümdarla yönetilen bir ülkede hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan hükümet biçimi.
2. Osmanlı imparatorluğunda 1876 anayasasıyla başlayan ve 1918 mondros mütarekesine değin süren ve i. ve ii. meşrutiyet dönemi adlarıyla anılan süre
İngiltere'de 1215 yılında Magna Carta ile kurulan siyasi düzen tarihteki ilk meşruti monarşi rejimi olarak anılır. Fransa'da 1830 Devrimi'nden sonra kurulan Anayasal Monarşi, cumhuriyet ile mutlak krallık arasında bir "orta yol" olarak benimsenmiştir.
Osmanlı Devleti’nde anayasa (Kanun-ı Esasî) ve parlamenter rejim (Meclis-i Mebusan) tartışmaları 1830'larda başlayıp 1860'larda yoğunlaşmış ve nihayet 23 Aralık 1876'da Meşrutiyet ilan edilmiştir. 1878'de II. Abdülhamit tarafından, 93 Harbi' nin çıkmasına neden olduğu için Meclis kapatılmış ve Anayasa'nın bazı bölümleri askıya alınmış ise de, teorik olarak Meşruti rejimin devam ettiği kabul edilmiştir.
24 Temmuz 1908'de yapılan ihtilalle Kanun-ı Esasi'nin yeniden yürürlüğe konması İkinci Meşrutiyet döneminin başlangıcı sayılır. Bu dönem Osmanlı Devletinin sona erdiği 1 Kasım 1922 tarihine kadar sürmüştür.
Fransız ihtilali ile yaygınlaşan Ulusçuluk (Milliyetçilik) anlayışı ile iç isyanlar başlamıştır. Bu isyanlar devletin parçalanmasına ve yabancı ülkelerin iç işlerimize karışmasına neden olmuştur. Jön Türkler Osmanlı halkının kurtuluşunun Osmanlıcılık ruhu ve vatandaşlık bilinci ile etrafında birleştirerek azınlıkların yönetime katılması ile olacağını savunmuştur. Bu amaçla padişah Abdülaziz’e baskı yapan Jön Türkler, Abdülaziz kabul etmeyince Şeyhülislamdan fetva alarak tahtan indirip yerine V. Murat ‘ı tahta geçirdiler. Ancak V. Murat’ı da devleti yönetecek yeterlilikte görmedikleri için akli dengesi yerinde olmadığı gerekçesi ile tahtan indirerek yerine II. Abdülhamit’i geçirmişlerdir. II: Abdülhamit’i tahta geçirmeden önce meşrutiyeti ilan etme şartını kabul ettirmişlerdir. Tahta geçen II. Abdülhamit Belçika ve Prusya anayasalarını örnek alarak Kanun-i Esasiye anayasasını hazırlatmış ve 23 Aralık 1876 tarihinde meşrutiyeti ilan etmiştir.
Meşrutiyetin ilanı ile ilk defa parlamenter sisteme geçilmiş ve ilk kez anayasa ilan edilmiştir. İlk defa halk yönetime katılmış ve anayasal bir yönetim başlamıştır. I. Meşrutiyete göre yasama yetkisi meclise aittir. Kanun teklifi padişahın izni ile sadece hükümete aitti. Yürütme görevi ise padişahın seçmiş olduğu hükümete aitti. Hükümet padişaha karşı sorumluydu. Kanunlar ancak padişahın onayı ile yürürlüğe girebilirdi. Padişah mahkeme kararına ihtiyaç duymadan sürgüne gönderebilir ve olağan üstü durumlarda meclisi kapatabilirdi.
Meşrutiyetin ilanında etkili olan nedenlerden biri de İstanbul Konferansı kararlarını etkilemek olmuştur. Osmanlı meclisi Meclis-i Ayan (Ayanlardan oluşan meclis) ve Meclis-i Mebusan (Halk tarafından 4 yılda bir seçilen meclis) olarak iki gruptan oluşuyordu.
II. Abdülhamit 1877-1878 Osmanlı – Rus Savaşını (93 Harbi) bahane ederek meclisi kapatmıştır. Fakat savaşın bir yıl sonra bitmesine rağmen meşrutiyet ilan edilmemiş İstibdat adı verilen yönetim anlayışı ile 30 yıl boyunca ülkeyi yönetmiştir. Bu dönemde Sanayi Nefise Mektebi, Baytar Mektebi, Halkalı Ziraat Mektebi açılmıştır. Duyun-ı Umumiyeİdaresi ve tütün üretimini arttırmak için Reji idaresi kurulmuştur.
Jön Türklerin meşrutiyeti istemelerindeki temel amaç anayasal yönetime tekrar geçilmesini sağlamaktır.
Mustafa Kemal Paşa da Harp Akademisini bitirdikten sonra ilk görev yeri olan Şam’da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti‘ni arkadaşlarıyla birlikte kurmuştur.
İttihat ve Terakki Cemiyeti
Meşrutiyetin ilan edilmesini hedefleyen cemiyetlerden İttihad-i Osmaniye (Jön Türkler tarafından kurulan) ve Osmanlı Hürriyetcemiyetleri bir araya gelerek İttihat ve Terakki Cemiyeti‘ni kurmuşlardır.
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin 2. Meşrutiyet’in ilanında etkisi nedir?
Bu cemiyet Osmanlı ordusunda geniş bir taraftar kitlesine sahip olmuştu. Bu yüzden 2. Meşrutiyetin ilan edilmesi için baskı direkt olarak ordudan gelmeye başlamıştır. Eğer bir ülkedeki iç karışıklıkta ordu yanınızda ise büyük avantaj sahibisiniz demektir. Çünkü yönetime karşı olan sadece halk değil ve bu durum herhangi bir ülkede dahi yöneticileri tedirgin etmeye yeter.
2. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde Reval Görüşmelerinin etkisi var mı?
Evet, dolaylı olarak vardır. 1908 yılının Haziran ayında İngiltere ile Rusya arasında Reval Görüşmeleri gerçekleşmiştir. Bu görüşmelerin sonucunda İngiltere, Rusya’nın Boğazlar ve Balkanlar politikalarına artık karışmayacaktı. Dolayısıyla ufukta Rusya tehdidi gözükmekteydi. Bu durum İttihatçıları daha da tedirgin etmiş ve 2. Meşrutiyet’in ilanı konusunda baskısını arttırmasına sebep olmuştur.
2. Meşrutiyet’in ilanı için Hürriyet Tabuları İttihatçılar tarafından kurulmuş ve cemiyetin önde gelenlerinden Resneli Niyazi Bey bu taburla dağa çıkmıştır. Resneli Niyazi Bey’e Enver Bey de katılmıştır. Tüm bunlarla beraber ittihatçılar Selanik Hükumet Konağını işgal etmiştir.
Tüm bu gelişmelerden ve askeri ayaklanmaların bütün ülkeye yayılmasından çekinen 2. Abdülhamit Anayasayı yeniden yürürlüğe koymuştur ve nihayet 23 Temmuz 1908 yılında Meşrutiyet yeniden ilan edilmiştir.
Peki 2. Meşrutiyet’in ilanı Osmanlı açısından iyi mi olmuştur yoksa kötü mü olmuştur?
Kurulan bazı cemiyetler belki bir uyanışı temsil edebilir fakat 2. Meşrutiyet sonrası çıkan karışıklıklar da göze çarpmaktadır. Dolayısıyla bu soruya farklı açılardan bakılarak cevap verilebilir. Bu yüzden ÖSYM içinde farklı yorumlar barındıracağı için bu soruyu böyle sormaz.
Ancak şu şekilde sorabilir:
2. Meşrutiyetin ilanından sonra bazı karışıklıklar yaşanmıştır. Aşağıdaki olaylardan hangisinde bu karışıklıkların etkisi olabilir?
5 Ekim 1908’de Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiştir.
6 Ekim 1908’de Avusturya – Macaristan İmparatorluğu’nun Bosna Hersek’i kendi topraklarına kattığını ilan etmiştir.
6 Ekim 1908’de Girit kendisinin Yunanistan’a katıldığını ilan etmiştir.
Yukarıdaki olayların hepsinde 2. Meşrutiyet sonrası karışıklığın etkisi bulunmaktadır. Zaten bu tip sorularda cevaplardaki olayların gerçekleştiği zamana bakarsanız, tarihlerden yola çıkarak da cevap vermeniz mümkündür. Konu başında bahsettiğimiz kronolojik sıralamadan kastımız da buydu.
Tarih: 2013-08-26 21:00:00 Kategori: Osmanlı İmp
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Meşrutiyet Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Meşrutiyet Özet
1. Hükümdarla yönetilen bir ülkede hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan hükümet biçimi.
2. Osmanlı imparatorluğunda 1876 anayasasıyla başlayan ve 1918 mondros mütarekesine değin süren ve i. ve ii. meşrutiyet dönemi adlarıyla anılan süre
Meşrutiyet Nedir
Meşrutiyet veya Parlamenter Monarşi (İng: constitutional monarchy), hükümdarın yetkilerinin anayasa ve halkoyuyla seçilen meclis tarafından kısıtlandığı yönetim biçimine denir. Meşrutiyet, bir hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan yönetim biçimidir.İngiltere'de 1215 yılında Magna Carta ile kurulan siyasi düzen tarihteki ilk meşruti monarşi rejimi olarak anılır. Fransa'da 1830 Devrimi'nden sonra kurulan Anayasal Monarşi, cumhuriyet ile mutlak krallık arasında bir "orta yol" olarak benimsenmiştir.
Osmanlı Devleti’nde anayasa (Kanun-ı Esasî) ve parlamenter rejim (Meclis-i Mebusan) tartışmaları 1830'larda başlayıp 1860'larda yoğunlaşmış ve nihayet 23 Aralık 1876'da Meşrutiyet ilan edilmiştir. 1878'de II. Abdülhamit tarafından, 93 Harbi' nin çıkmasına neden olduğu için Meclis kapatılmış ve Anayasa'nın bazı bölümleri askıya alınmış ise de, teorik olarak Meşruti rejimin devam ettiği kabul edilmiştir.
24 Temmuz 1908'de yapılan ihtilalle Kanun-ı Esasi'nin yeniden yürürlüğe konması İkinci Meşrutiyet döneminin başlangıcı sayılır. Bu dönem Osmanlı Devletinin sona erdiği 1 Kasım 1922 tarihine kadar sürmüştür.
I. Meşrutiyet
Avrupa’ ya eğitim için giden öğrencilerden aydın bir sınıf oluşmuş ve bunlara Jön Türkler (Genç Türkler veya Genç Osmanlılar) denmiştir. Bu grupta Namık Kemal, Ziya Paşa, Mithat Paşa ve Hüseyin Avni gibi aydınlar bulunuyordu. Jön Türkler devletin içinde bulunduğu durumdan ve yaşadığı sorunlardan ancak meşrutiyetin ilanı ile kurtulacağını savunuyordu.Fransız ihtilali ile yaygınlaşan Ulusçuluk (Milliyetçilik) anlayışı ile iç isyanlar başlamıştır. Bu isyanlar devletin parçalanmasına ve yabancı ülkelerin iç işlerimize karışmasına neden olmuştur. Jön Türkler Osmanlı halkının kurtuluşunun Osmanlıcılık ruhu ve vatandaşlık bilinci ile etrafında birleştirerek azınlıkların yönetime katılması ile olacağını savunmuştur. Bu amaçla padişah Abdülaziz’e baskı yapan Jön Türkler, Abdülaziz kabul etmeyince Şeyhülislamdan fetva alarak tahtan indirip yerine V. Murat ‘ı tahta geçirdiler. Ancak V. Murat’ı da devleti yönetecek yeterlilikte görmedikleri için akli dengesi yerinde olmadığı gerekçesi ile tahtan indirerek yerine II. Abdülhamit’i geçirmişlerdir. II: Abdülhamit’i tahta geçirmeden önce meşrutiyeti ilan etme şartını kabul ettirmişlerdir. Tahta geçen II. Abdülhamit Belçika ve Prusya anayasalarını örnek alarak Kanun-i Esasiye anayasasını hazırlatmış ve 23 Aralık 1876 tarihinde meşrutiyeti ilan etmiştir.
Meşrutiyetin ilanı ile ilk defa parlamenter sisteme geçilmiş ve ilk kez anayasa ilan edilmiştir. İlk defa halk yönetime katılmış ve anayasal bir yönetim başlamıştır. I. Meşrutiyete göre yasama yetkisi meclise aittir. Kanun teklifi padişahın izni ile sadece hükümete aitti. Yürütme görevi ise padişahın seçmiş olduğu hükümete aitti. Hükümet padişaha karşı sorumluydu. Kanunlar ancak padişahın onayı ile yürürlüğe girebilirdi. Padişah mahkeme kararına ihtiyaç duymadan sürgüne gönderebilir ve olağan üstü durumlarda meclisi kapatabilirdi.
Meşrutiyetin ilanında etkili olan nedenlerden biri de İstanbul Konferansı kararlarını etkilemek olmuştur. Osmanlı meclisi Meclis-i Ayan (Ayanlardan oluşan meclis) ve Meclis-i Mebusan (Halk tarafından 4 yılda bir seçilen meclis) olarak iki gruptan oluşuyordu.
II. Abdülhamit 1877-1878 Osmanlı – Rus Savaşını (93 Harbi) bahane ederek meclisi kapatmıştır. Fakat savaşın bir yıl sonra bitmesine rağmen meşrutiyet ilan edilmemiş İstibdat adı verilen yönetim anlayışı ile 30 yıl boyunca ülkeyi yönetmiştir. Bu dönemde Sanayi Nefise Mektebi, Baytar Mektebi, Halkalı Ziraat Mektebi açılmıştır. Duyun-ı Umumiyeİdaresi ve tütün üretimini arttırmak için Reji idaresi kurulmuştur.
II. Meşrutiyet
(23 Temmuz 1908) Osmanlı, 19. yüzyılda toprak bütünlüğünü koruma çabası içindeydi. Fakat durum böyle olmadı. Özellikle istibdat döneminde artan toprak kayıpları ülkeyi tedirginliğe sürüklemişti. Ekonomik sıkıntılarla beraber özgürlüklerin kısıtlanması 2. Abdülhamit’e karşı muhalefeti arttırmıştı. Diğer yandan Jön Türkler bazı cemiyetler kurarak meşrutiyetin yeniden ilan edilmesi için çaba göstermişlerdir.Jön Türklerin meşrutiyeti istemelerindeki temel amaç anayasal yönetime tekrar geçilmesini sağlamaktır.
Mustafa Kemal Paşa da Harp Akademisini bitirdikten sonra ilk görev yeri olan Şam’da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti‘ni arkadaşlarıyla birlikte kurmuştur.
İttihat ve Terakki Cemiyeti
Meşrutiyetin ilan edilmesini hedefleyen cemiyetlerden İttihad-i Osmaniye (Jön Türkler tarafından kurulan) ve Osmanlı Hürriyetcemiyetleri bir araya gelerek İttihat ve Terakki Cemiyeti‘ni kurmuşlardır.
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin 2. Meşrutiyet’in ilanında etkisi nedir?
Bu cemiyet Osmanlı ordusunda geniş bir taraftar kitlesine sahip olmuştu. Bu yüzden 2. Meşrutiyetin ilan edilmesi için baskı direkt olarak ordudan gelmeye başlamıştır. Eğer bir ülkedeki iç karışıklıkta ordu yanınızda ise büyük avantaj sahibisiniz demektir. Çünkü yönetime karşı olan sadece halk değil ve bu durum herhangi bir ülkede dahi yöneticileri tedirgin etmeye yeter.
2. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde Reval Görüşmelerinin etkisi var mı?
Evet, dolaylı olarak vardır. 1908 yılının Haziran ayında İngiltere ile Rusya arasında Reval Görüşmeleri gerçekleşmiştir. Bu görüşmelerin sonucunda İngiltere, Rusya’nın Boğazlar ve Balkanlar politikalarına artık karışmayacaktı. Dolayısıyla ufukta Rusya tehdidi gözükmekteydi. Bu durum İttihatçıları daha da tedirgin etmiş ve 2. Meşrutiyet’in ilanı konusunda baskısını arttırmasına sebep olmuştur.
2. Meşrutiyet’in ilanı için Hürriyet Tabuları İttihatçılar tarafından kurulmuş ve cemiyetin önde gelenlerinden Resneli Niyazi Bey bu taburla dağa çıkmıştır. Resneli Niyazi Bey’e Enver Bey de katılmıştır. Tüm bunlarla beraber ittihatçılar Selanik Hükumet Konağını işgal etmiştir.
Tüm bu gelişmelerden ve askeri ayaklanmaların bütün ülkeye yayılmasından çekinen 2. Abdülhamit Anayasayı yeniden yürürlüğe koymuştur ve nihayet 23 Temmuz 1908 yılında Meşrutiyet yeniden ilan edilmiştir.
Peki 2. Meşrutiyet’in ilanı Osmanlı açısından iyi mi olmuştur yoksa kötü mü olmuştur?
Kurulan bazı cemiyetler belki bir uyanışı temsil edebilir fakat 2. Meşrutiyet sonrası çıkan karışıklıklar da göze çarpmaktadır. Dolayısıyla bu soruya farklı açılardan bakılarak cevap verilebilir. Bu yüzden ÖSYM içinde farklı yorumlar barındıracağı için bu soruyu böyle sormaz.
Ancak şu şekilde sorabilir:
2. Meşrutiyetin ilanından sonra bazı karışıklıklar yaşanmıştır. Aşağıdaki olaylardan hangisinde bu karışıklıkların etkisi olabilir?
5 Ekim 1908’de Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiştir.
6 Ekim 1908’de Avusturya – Macaristan İmparatorluğu’nun Bosna Hersek’i kendi topraklarına kattığını ilan etmiştir.
6 Ekim 1908’de Girit kendisinin Yunanistan’a katıldığını ilan etmiştir.
Yukarıdaki olayların hepsinde 2. Meşrutiyet sonrası karışıklığın etkisi bulunmaktadır. Zaten bu tip sorularda cevaplardaki olayların gerçekleştiği zamana bakarsanız, tarihlerden yola çıkarak da cevap vermeniz mümkündür. Konu başında bahsettiğimiz kronolojik sıralamadan kastımız da buydu.
Tarih: 2013-08-26 21:00:00 Kategori: Osmanlı İmp
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx